18 Aralık 2010 Cumartesi

RUH DEGUSTATÖRLERİ


Degüstatörlük diye bir meslek var, bilirsiniz. İnternet bilgiçi şöyle diyor, bu meslekle ilgili: "Meslekleri içecek tadımı yapmak olan kişilere verilen genel addır. Dünya genelinde ve ülkemiz özelinde daha çok şarap tadımı yapıldığı için degüstator denildiğinde ilk akla gelen şarap tadımcılarıdır. Şarap degüstastonunda yalnızca tat alma duyusu kullanılmaz. Görme ile başlayan degustasyon, koklama ile devam edip en sonunda da tatma ile tamamlanır. Degüstasyon eğitimi Türkiye’de özel şarap tadım kursları ile verilmektedir. Bununla birlikte çay tadımcılığı da degüstasyon alanında gelişen bir branştır."

Ruh degüstatörlerinden bahsedeceğim ben. Ne bir insan evladı, ne de internet bilgiçi bilir bunu. Boşuna Google'a yazmayın yok. "Bunu mu demek istediniz?" diye bile sormuyor; iyice afallıyor. Çünkü bunu ben kafadan attım. Durun daha kibar olayım: ben buldum, ben buldum! Aşağıdakileri okuyunca birçok insan evladı da öğrenmiş olacak; hadi gene iyisiniz ;) Öğrenince, siz de etrafınızdaki nadir ruh degüstatörlerini hatırlayıp, "evet yaa, işte benim degüstatörüm de şu insan." diyeceksiniz belki de... Bunlara kısaca RD diyelim. Belki kendiniz de bir RD'siniz ama açıklamak adına, burada sadece sizin ruhunuza degustasyon yapılmasından söz edeceğim.

Ne demeye çalışmış internetimiz: "degüstasyon yapan kişi duyularıyla çalışır: görme, koklama ve tatma." Ruh degüstatörlerinde ayrıca işitme ve dokunma duyuları da çalışır. Tam tekmil yani. Görerek başlar çoğu şey... Bu insanlar sizi görürler, siz de onları.  Gördüklerinde sadece fiziki varlığınızı gözlemlemezler. Vücut dilinizi okurlar. Siz fark etmezsiniz bile. Ruh titreşimlerinizi görürler. Siz anlamazsınız bile. Yaydığınız artı ya da eksi elektrik yüklerini açığa veren samimi bir varlıksanız, soyut bir maske ve paravan arkasında değilseniz hele, işleri daha da kolaylaşır. Verdiğiniz tepkilerin hepsi birer veridir onlar için. Ruh gören gözleri vardır onların. Ruhunuzun rengini seçerler. Görmenin ardından doğal bir akışla işitme de devreye girmiştir. Siz konuştukça ses tonunuzdaki anlamları, ruhunuzun sesi olarak algılarlar. Desibel desibel işlerler sizi. Ses sensörleri vardır onların.

Ruhunuzun bir kokusu olduğunu biliyor muydunuz? Ama kimi ruhlar kokusuzdur. Onlar dışarı kapatırlar kendilerini; bilinmek, anlaşılmak, deşifre edilmek istemezler, korkarlar. O ruhların kör tıpası vardır. Hapsederler kokularını içeri. Kim bilir belki de, kör tıpanın görevi gibi, önceden açık olan ruhu taşmasın diye durdurmak istemişlerdir. RD'lerin bile onlara ulaşması zordur. Gerçi tıpanın varlığını hissederler yine de. Lâkin gerisi gelmez. Tıpasız ruhların kokusu herkeste farklıdır. Kimi kekremsi, kimi tatlı, kimi tütsü gibi kokar. Yorgun ve karışık ruhlar, ekşi kokar. Formaldehit kokusu varsa, ölmüştür o ruh, o yaşayan bedende. RD'lerin burnu kokuları karıştırmasın diye arada kahve koklamazlar. Çünkü ruhların kokusu birbirine karışmaz; özgündür. Koku algılarını nötrlemeye ihtiyaçları yoktur.

Ruhun tadı nasıl alınır? Aslında zor değil gibi görünüyor değil mi? Ruh dilindeki tat alıcıları kuvvetli olanlar daha bir ayrıntılı hissederler bunu. Meyveli ruh mu, kremalı ruh mu, çikolata tadında mı, hatta bitter mi, ağdalı bir şurubu mu var, yoksa hafif bir ruhsa sütlü mü, kavruk mu, az mı pişmiş, buzu çözülmemiş mi, vıcık vıcık yağlı mı, tuzu fazla mı kaçmış, mentollü mü... Ya da zaman zaman değişir mi tadı.. Hepsini fark ederler.

İşte bu insanlar son olarak, artık ruhunuza dokunmaya da başlarlar. Çünkü size yaptıkları degustasyonu hissedersiniz artık. Yaptıkları işin size geri dönüşü budur. Müptelâsı olursunuz. Onlarda keşfedilmenin lüksü ve rahatlığıyla yükünüz hafifler. Onlar sizi size anlatır; sizi size tanıştırır. Onda tanıdığınız kendinizi daha çok ve/veya yeniden seversiniz. Narsistçe hayran olursunuz kendinize. Bundan vazgeçmemek adına bile olsa, ki çok bencilce ve insanî, daha çok vakit geçirmek istersiniz onlarla. Aslında size öğrettiklerine minnetle, siz de onlara degustasyon yapmayı öğrenirsiniz, öğrenmeye can atarsınız. Size verdiği huzuru ona geri vermek ve paylaşmak istersiniz. Belki de acemilikle ilk yaptığınız iş dokunmak olur onların ruhuna. Bunu sonuna kadar hak ederler. Esirgemeyin, cömert olun. Sanmayın ki herkese yapıyorlardır bunları. Kendi ruhlarına da hitap ediyorsanız işbaşı yaparlar onlar. Part-time çalışırlar; seçicidirler.

Ya siz.. başkalarının ruhlarına degustasyon yapabiliyor musunuz? O ruhların yutulamayası zor tatlarını, içine çekilmeyesi kokularını, bakılamayası görünümlerini, kulak tıkanılası seslerini hissedebiliyormusunuz? Dokunmaktan imtina edeceğiniz ruhları seçebiliyor musunuz? Ya da tadı ruh damağınızda kalan, ciğerlerinize dolmasını istediğiniz, seyretmeye doyamadığınız, dinlemekten bıkmadığınız, dokunmaya can attığınız ruhları?

17 yorum:

  1. ben belkide sevgilimin RD'siyimdir, çünkü onu hissediyorum, , seyretmeye doyamıyorum, dokunmaya can atıyorum.. Ama bunları yaparken hiç bıkmıyorum çünkü oda benim RD'm sanırım :D ne güzel bir yazı olmuş valla müge abla, yaraqtıcılıkta üstüne tanımıyorum :D

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel olmuş, ben de bir RD'yim sanırım ama benim için bir RD yok galiba...

    YanıtlaSil
  3. Ah keşke etrafımızda hep ruh degüstatörleri olsa. Ne yazık ki çoğunun bırak degüstatörlüğü, gelişmiş bir damak zevki bile yok:)

    YanıtlaSil
  4. Ne güzel konular öğreniyorum, bunun için seviyorum blog ortamını.
    Sağolasın Müge'cim:)

    YanıtlaSil
  5. Bu ne kadar değişik bir yazı böyle, inanamadım Müge. Çok değişik bir bakış açıcı yakalamışsın, baştan sona keyifle okudum :) Her ruhun bir kokusu vardır; çok doğru. Sanırım zamanla degüstasyon yapabiliyorum :)

    YanıtlaSil
  6. Sivie Ribel'cim (yeni adın da pek havalı olmuş kız), ne mutlu sana.. Ve sağoolll..

    Ebruli Günce'cim, teşekkür ederim. Hepimizin bir RD'si olsa ne güzel olurdu, ama kendin RD isen, etrafın çok şanslıymış ;)

    Leylak bacıcım, o zevk yoksunu damaklara kerpetenimle girişmek isterdim :p (Hipokrat, kusura bakma be)

    Özlem'cim, aslında hepimizin bildiği şeyleri yazdım. Sen sağol asıl...

    Francesca'cım, sağol, ruhuna sağlık ;)

    YanıtlaSil
  7. Ah ah Mügeciğim ! dokundun valla...bu kelimeden önce başka lakaplarım vardı, işte şimdi bu da eklendi sanırım :)) övmek için değil, bu sadece benim insan ruhunu anlamak üzere dünyaya gönderilmiş olduğumu düşündürten bir konu olduğu için söylüyorum. Allahtan etrafımda da en az bana eş, üç-beş insan var ! Teşekkürler Tanrım...
    Ve Müge sen ! Sen de öylesin, İstanbul' da yaşasaydın eğer, kuvvetle muhtemel biliyorum ki, daha yoğun şekilde hayatlarımıza kolaylık getirecektik :) Ama iyi ki burdan da varsın...
    Sevgiler,

    YanıtlaSil
  8. Momentos'cuğum... senin de bir RD olduğundan şüphem yoktu zaten.....................

    sarıldım.

    YanıtlaSil
  9. hepimize bir RD lazım, en iyisinden:) eline sağlık Müge'm, konuşturmuşsun gene kalemini..

    YanıtlaSil
  10. dün bir telefon aldım; yarın için şarap degüstatörlüğüne katılma daveti; kişi başı 30 TL dendi bakalım belki gideceğim...şimdiden bilgilenmek iyi oldu :))

    YanıtlaSil
  11. Deli Anne'm, güzel annem, belli belirsiz birbirimize RD olduk buralarda.. sağol..

    Ünver'cim, git git :)) izlenimlerini merakla bekliyor olacağım.. buradan öğrendiklerin çok işine yarar, emin ol :)))))

    YanıtlaSil
  12. günüme en iyi gelen yazı oldu bu Sevgili Müge...
    Nefis yazmışsın...

    YanıtlaSil
  13. Off estafurullah, ne demek.. utandım bak..

    Öte yandan sana iyi gelmesine çok sevindim. Çok çok teşekkür ederim Nihalcim :)

    YanıtlaSil
  14. Muge ne kadar hos bir yazi olmus. Sarap tadarken sarabin rengini, kokusunu, yogunlugunu hissedebiliyorsun RD lik nispeten zor. Elle tutulur gorulur birsey yok hislerle oynamak zorundasin. Guclu bir maneviyatin olmasi lazim bence bu iste iyi olmak icin. Hislerin guclu olmali.
    Sarap tatma isine gelince biz esimle denedik ilk kez bu sene. Uzun zamandir istiyordum. Hakikaten acayip keyifli bir deneyim oldu. Sen hic yaptin mi? Burada kurslarindan ziyade wine tasting turlari oluyor. Listeden sectigin bes ayri sarabi tattiriyorlar. Birtek sasirdigim yanina biraz peynir veya uzum v.s. herhangi bir aperatif beklerdim...Gittigimiz yerde yoktu:(

    YanıtlaSil
  15. Hayır, bilinçli olarak yapmadım... :))))

    YanıtlaSil
  16. tuhaf gelgitler yaşıyorum bu günlerde... bir bakıyorsun tarçına nergise boğulmuşum, bir bakıyorsun yanık lastik kokusu buram buram burnumda... rd olmak zor zanaat, belki de eşdeş ruhların hınzır bir oyunu herşey. yine de bakıyorum çevreme, bayılıyorum insanlarıma, yani bildiklerimin yanında hiç görmediklerimle hissettiğim o sıcaklık varya, bana bunu verdikleri için şükrediyorum. tıpkı senin gibi, geçen gün o küçük not, burda olsan sarılmaya doyamazdım o an..

    öperim

    YanıtlaSil
  17. canım y.,
    Anlıyorsun ya, bu yeter bana :)

    YanıtlaSil

hadi söyleyin bi şeyler :)