1 Kasım 2016 Salı

ANAHTARIMI SAKLAMIŞTIM, GİRDİM

Sırf yeniden yazma disiplini kazanayım diye yeniden buraya yazmaya başlayabilirim. Başlamayabilirim de. Kim bilir... Ben bilmiyorum.
Kurgu yazmalısın, diyenlerin ve bu konuda öğrendiklerimin yüzü suyu hürmetine, buraya yazmadığım zaman zarfında, kafadan atmaca (kısaca kurgu) çalışmalar yaptım, bi karar yazdım. Kimisi çok bağladı beni kendine; müptelâsı oldum yazarken. İşe yarayıp yaramaması umrumda olmadı. Ben yazmanın kendisini sevdim. Kurgunun önce benim yarattığım ama sonra kendini yaratan sürprizli ilerleyişine vuruldum. Karakterlerin alıp başını gidişlerini, parmaklarımı klavyedeki tuşlara tıktıklatılışlarında gördüm. Ben kâtip oldum onlara. Ne isterlerse yaptım diyemem ama epey bir oynattılar beni parmaklarında. Akıntıya kapılmaya gönüllü oldum. Bakalım bugün neler yazdıracaklar bana diye merak ettim durdum. Kimisi ise hiiiç ilginç gelmedi. Sıktılar beni. Offf uğraşamam sizin dertlerinizle dedirttiler ve ekranda küstürdüm onları. N'apayım iyi bir yaratıcı olamadıysam onlara... "Bir filmi kendiniz yazarak izlemek" diye tanımlayabilirim o zamanları.

Hayatım da çok değişti bu zaman zarfında. Yaşadığım her şeyin, benden alınanlar gibi görünenlerinin, aslında bana kazandırdıkları olduğunu olabildiğince kabullenmiş biriyim. Çok şey öğrendim. Çok şey öğrettim. Çok büyüdüm. Daha da büyümeyeceğim ne belli... Büyürüm daha. Öğrenirim, öğretirim. Hayat bu değil mi zaten.

Neyse... Umarım yazmaya devam ederim. Hoşuma gitti. Sanki birkaç sene önce taşındığım ama geri döndüğüm bir eve geldim gibi hissediyorum.