27 Aralık 2010 Pazartesi

12 SORU.. KAÇ DOĞRU?

"Senin için doğru olanı sevmeyi öğrenmek.. sevmek.. kabullenmek.. "

İnsan kendi için doğru olan herşeyi sever mi? Sevemeyebilir, ama mantığın iteklemesiyle, ya da mahalle baskısıyla seviyormuş gibi görünebilir. Aslında bilir ki, o onun için doğrudur, güzeldir, sorunsuzdur, garantilidir, risk taşımaz belki... Hatta uzun yıllar buna gerçekten inanmış ve öyle de yaşamıştır. Ama bir zaman gelmiştir ki, o onun için ne kadar doğru gibi görünürse görünsün, o artık o doğrudan sıkılmıştır, bıkmıştır. Ha o zaman o onun için artık doğru olmayan olabilir mi? Ya da doğruluğunu göremeyecek hale mi gelmiştir?

Bu birçok değişik hayat deneyimine gönderme yapılabilecek bir konu. Diyebilirsiniz ki, deneyime göre değişir. Haklı da olursunuz. Meslek olabilir, yaşanan mekan olabilir, hatta yaşanan şehir, evlilik, ya da her türden insan ilişkileri... Hepsi için cevaplar da değişebilir.

Genel geçer doğrular zaman içinde evrilip, artık doğru olmaktan çıkarsa ya da çıkmış gibi görünürse ne hissedilir? Size göre doğruluğu sorgulanır olan bir şey, dışarıdan bakana göre hâlâ doğru gibi görünebilir. İnsanın kendini sorgulayası gelmez mi?: "yanlış mı düşünüyorum acaba?" diye... Şımarıklık gibi görünmez mi?

O kavşakta durup hangi yolu seçeceğini bilemeyen insanın cesaret bakiyesi devreye girer anında. O eski doğruyu arkada bırakıp, yeni doğrusuna mı koşmalı? Veya başa sarıp, "senin için doğru olan bu diyorlar, bunu yeniden sevmeyi öğren" mi demeli? Aslında her ikisi de cesaret ve yürek istemez mi? İkinciyi seçmek kolaycılık mıdır? Birinciyi seçmek dengeleri bozmak mıdır? Sizin yeni doğrunuz, eski doğruda kalanların dengesini bozuyorsa, nereye kadar ilerlemek gerekir?

Hayat koca bir soru işareti olduğunu hatırlattığı sürece, elimizden kayıp gitmesine izin vermemek gereken tek şey "kendi"miz olmalıyız galiba. Ama bencilliğin de bir dozu var değil mi...

:)

6 yorum:

  1. Ama genellikle o doğrudan sıkılıp kaçan insanlar, ardından geri dönmek istiyor. Eskisi gibi olamıyorlar tabii ki.. Ne güzel yazmışsın Müge ablacım :)

    YanıtlaSil
  2. Hımmm, zor sorular bunlar... Yanıtlarını da hiçbir zaman bilemeyeceğimiz sorular...

    YanıtlaSil
  3. zor bir konu,cevap konunun hangi yanında olduğuna göre değişebiliyor üstelik...

    gönlüm 'hayat kısa,bu dünyaya bir kez geldik...'diyor...hemen mantığım sazı eline alıyor veeeeeee....çatışma da bu noktada başlıyor:)))))

    YanıtlaSil
  4. Muge'cim dedigin gibi celiskide kaldigimiz, yanlis karar verdigimizi dusundugumuz cok sey oluyor. Mantikli mi duygusal mi yoksa yari yariya mi ayarlamak lazim dengeyi ben zaman zaman sasiriyorum. Genelde mantigimi on planda tutmaya calisiyorum ama yengeclerin ne kadar duygusal oldugunu biliyorsun. Zaten tamamen duygusal karar verdigim konularda yanlis kararlar verebiliyorum. Hele hele hem duygusal hem kararsiz olursan yandin!:))

    YanıtlaSil
  5. yok, bencilliğin bir dozu yok, istedikçe istiyoruz şımarık çocuklar gibi, verilebilir mi bakmıyoruz. bize ne di mi? o kavşakta durup baktığımda içimden gelen sesi dinleseydim şimdi bu satırları yazmıyor olurdum galiba. karışık oldu di mi? e yazı da karışıktı ama.

    YanıtlaSil
  6. ben cevapladım kendimce :)))

    YanıtlaSil

hadi söyleyin bi şeyler :)