8 Ekim 2010 Cuma

"PAYLAŞMAZSAM ÇILDIRIRIM SENDROMU"



Yıllar önce BBG kod adıyla "gelin anacım gözetleyin bizi" programları yayındayken, bunun ne kadar saçma bir şey olduğu yazıldı durdu. Ardından gelin-kaynana programlarında da aynı minvalde esip yağdılar. Bu programları seyredenler küçümsendi. Merakına gem vuramayan ve belli bir seviyenin üzerindeki kesim ise izlediğini gizledi; ama her ayrıntıdan da haberdar olduğunu ağzından kaçırdı. Özel hayata saygısızlık söylemleri aldı başını gitti. Katılanların ettiği her laf, yaptığı her hareket büyüteç altına alındı. Sürekli takip etmesek de, ucundan acık da olsa bunlardan haberdar olmadık mı? Olduk.. Hatta ben düzenli olmasa da izledim yahu. İlk zamanlarda ben de gizledim izlediğimi ama çok kısa sürdü bu :) yani gizlemem kısa sürdü, izlemem daha uzun sürdü. Kimin eli kimin cebinde'ye meraklı, dibindeki komşusundan, ülke çapındaki ünlüye kadar ne yaptığını bilmeye meraklı bir milletiz biz. Ha benim merak düzeyim, şu son cümlemdeki kadar vahim düzeylere assla ulaşmadı. Ama "asla ve kat'a izlemedim" deyip, itibar kaygısına düşecek kadar da kompleksli değilim. (Bu arada hem itiraf edecek kadar yürek koyuyorum, hem de itirafımın boyutunu kontrol altında tutmayı da ihmal etmiyorum. Beni gidi beni.)

Şimdilerde birkaç yıldır da Facebook ve Twitter vs var. Bunlar da bir anlamda aynı rayın vagonu. Özel hayat saçılmalarının, "bugün/şu an şuradayım, yarın/o an şurada olacağım, uyandım/uyumak üzereyim/dostlarla patlıcanlı suşi yiyoruz... ya da: bakın ne de eğlendik, baaak bu benim sevgilim, görün görün eşim ve çocuklarımla nasıl da yedik içtik, teknem nasıl ama..." kusmuklarının sözde sevimli bir dışavurumsal izdüşüm zevzekliği (tamlamalar kraliçesi mi oldum ne).

Facebook ya da Twitter kullanımına karşı değilim. Benim de hesaplarım var bunlarda. Doz aşımı krizlerine girmeden, ifşalar ve afişe etmeler silsilesinin girdaplarında un ufak olmadan, kendinden tatlı minik haberler vermekle tatmin olmadan gün geçiremeyen insanlar var. İnsanın göresi gelmiyor artık ama sayfaya pıt pıt diye düşüp duruyorlar. Üstlerine tıklamama şansımı ve hakkımı kullanmak en büyük zevkim olan bu deklarasyon bağımlılarının, her fotoğraf çekilmelerinde, kendilerini o sayfalarda izleyecek olanlara bakar gibi poz verdiklerini düşünüyorum. BBG konseptindeki programların "izleyin beni" ya da "izleyeyim neler oluyor" ihtirasının versiyon değiştirdiğini varsayıyorum. Paylaşıma da karşı değilim, çünkü bazen gerçekten de bir araya gelme fırsatının olamadığı kişilerimizin update'lerini görmek okumak da hoş oluyor. Ama n'olur biraz şakül ayarı yapın ya...

Ha tabii eskiden yazdığım bir yazıyı okuyanlar bilir; zaten ünlü ve takip edilen biri olduğu halde, daha daha ünlü ve takip edilen olsun diye Twitter'da hâlâ yırtındığını gördüğüm bir takım insanlar var. İşte bu beni şaşırtmaya devam ediyor. Bu nasıl bir şöhret ve ilgi takıntısıdır arkadaş!
"O zaman niye takip ediyorsun" diye soranların olduğunu kuşlar söylüyor şu an bana. Twitter'a ayda yılda bir girerim, bunlara bakıp küfreder rahatlarım. Niye'si bu. Yani tamamen argosal bir rehavet durumu. Yoksa yemişim ne yaptığını... (şimdi bu yazı biter bitmez, Twitter'da ilân etmeliyim)

Tiyatrom yakında başlayacak. Çok heyecanlı ve sevinçliyim. Gelin beni izleyin e mi :P
(Bu nasıl bir son cümledir anlamadım. Biraz ara verip geri döndüm ve yazmaya devam ettim. Ondan olsa gerenk deyip, kafayı çok tankmıyorum. Siz de tankmayın)

16 yorum:

  1. bende yapamıyorum şuraya gittim bakın, bunu yedim görün şeysini, ama arkadaşlarımınkileri okumaya da bayılıyorum.
    İşte bazıları bbg evinin içinde olmayı seviyor bazıları da seyretmeyi:)
    aslında bloglarımızı düşününce benim de yaptığım biraz bu mu acaba diye düşündüm şimdi,
    bakın bunu okudum bakın şunu seyrettim oh yaa, durumumu nedir:)
    Çok dışavurumcu olduk. Paylaşmak insanın en temel dürtülerinden biri napalım. Bunu da yapmazsak varlığımızı anlamlandıramamış gibi hissederiz herhalde. Sabah sabah felsefeye giriş dersi gibimi yazdım yine:)

    YanıtlaSil
  2. Evet bloglarla ilgili ben de benzer düşündüm ama inan aynı şey değil. Paylaşılanların kalite farkını ve içeriğini düşünsene...
    Ben zaten kantarın topunu kaçıranlardan dem vurdum.
    Felsefeye devammm :)

    YanıtlaSil
  3. Bu arada, "tiyatrom" demişsin, bende tanktım bu cümleye, ne demek istedin:)) nereye gelicez..

    YanıtlaSil
  4. Ben amatör tiyatro sevdalısıyım da... Yeni bir oluşum içine girmek üzereyiz. Henüz oyun falan yok tabii. Bir coşku fışkırtması oldu ve yazıverdim. (bak işte paylaşmadan duramamışım demek ki :D)

    YanıtlaSil
  5. Tiyatro demeeekkkk. iyiymiş hoşmuş güzelmiş. Takdire şayan. Kerpetenle göz göze gelmeyin yorum bitmeden kaçarım ona göre..
    Aslında aynısı bloglarda da vardır. genellikle yemek dantel blogları yapar.üstüne de ''görümceminkini de görün'' linki koyar.Kısacası başkasını izlemek kadar kendini izlettirmek de bir tür gizli haz alma dürtüsüdür. hepimizde var. ben de yok mu sanki?
    ayıp olan herşey dürtüseldir. Ayıplara karşı gelmek ise doğamızda varsa izlemek de teşhir etmek de normaldir. fatmagül bir dahaki sefere paçalı don giy. hadi bakiim.

    YanıtlaSil
  6. Hoşgelmişleerr... buyrun kahveniz.. (fb ne kolaydır bu anlamda di mi? :P)
    ******************

    http://mugesandik.blogspot.com/2010/01/anneme-oyuncu-oldugumu-soylemeyin-o.html

    oku bakayım :))
    ******************

    Annemin tarif defterinde "Yeşim ablanın keki.. Fatmaanımın böreği.. Aylaanımın parfesi" gibisinden tarifler vardı.. Lafı ilerletmiyorum :))

    YanıtlaSil
  7. ...şan, dans, sahne, dramaturji, eskrim ve diksiyon derslerini ...

    hepsini anladım da eskrim dersini anlamadım :)) Monte Kristo oyunu içinse o başka :)

    YanıtlaSil
  8. Eskrim şundan; oyun sırasındaki aksiliklerde anlık âni hareketlere hazırlıklı olma, karşındakinin hamlesini (oyunda rol arkadaşının) tahmin edebilme ve ona göre uyanık olma becerisi kazanmak için..
    Bu vesileyle durumu da kazasız atlatabilme kıvraklığı için..
    Kumanda savaşlarında faydası olabilir, tavsiye ederim :)

    YanıtlaSil
  9. hmmm.. iyi fikir. kumanda savaşlarında daha teknolocik bir fikir ürettim. yedek kumanda alıp dövüşmeden kanal değiştirmek :)

    YanıtlaSil
  10. nedir bu kocaların Beren Saat'ten çektikleri diyeceğim ama bizim evde durum tam tersi :D

    YanıtlaSil
  11. yazdıklarınıza sonuna kadar hak veriyorum

    YanıtlaSil
  12. twitter'a hiç bulaşmadım...
    facebook bir sayfa açtım,arsıra giriyor ve çok gereksiz buluyorum...
    BBG izlemedim diyemiyorum,izledim:))))
    aklıma semra kaynana geldi:)))aaa gelin kaynana izlemedim:P
    sevgilerr

    YanıtlaSil
  13. Sövme olayına bire bire katılıyorum

    YanıtlaSil
  14. aynı konulara ilgi duyuyoruz galiba.

    twitter ilginç. bütün haberler, heryerden önce, oraya düşüyor.

    bloglar güzel ama. hem kendini ifade, hem bir dolu şey öğreniyor insan.

    YanıtlaSil
  15. Evet ben bu tür şeylere ilgi duyarım ve öğrenmek isterim. Twitter'ı da o merakla açtım ama ucunu bıraktım. Sıkıldım. Yeterince dinamik gelmedi bana galiba.
    Bloglar tabii ki çok daha güzel. Çünkü ben 140 karaktere sığabilecek ve sınırlandırılabilecek biri değilim :)

    YanıtlaSil

hadi söyleyin bi şeyler :)