11 Ekim 2010 Pazartesi

TIKIN, MEDİTASYON YAP, AŞIK OL



Kitabını hatırlamadığım bir nedenle bırakmış, bitirmemiştim. Baktım ki filmi gelmiş, üç saatte bir kitap okumanın kârına geçeyim diye, gidiverdim.

Julia Roberts... Kırklarının çizgileriyle de olsa, gülümsemesiyle bir anda insanı 'Pretty Woman'a götürmüyor değil. Uzun yıllar sonra yolda eski bir arkadaşımı görüp, yılların etkilerini fark etmek gibi bir şeydi onu tekrar izlemek. Bazı oyuncular vardır, her ne oynarsa oynasın o hep aynıdır. Ona asıl kimliğiyle bakarsınız. Ama Julia Roberts'ta bu yok. Nasıl bir karakteri canlandırıyorsa, onun Julia Roberts olduğunu unutturuyor ve bu da bana daha bir keyifli geliyor. O benim için Liz idi o üç saat boyunca. Oyunculuğu irdelemekten çıkıp, onu "Liz'in başına neler gelmiş, Liz ne düşünüyor, Liz nasıl seviniyor, Liz nasıl bunalıyor..." minvalinde izlettiriyor. Herkes bu konuda ne düşünür bilmiyorum, ama benim kendimi rahatsız ettiğim bir huyum vardır: filmleri oyunculuklar/kurgu/konu vs bağlamında, kitapları yazı dili/kurgu/mantık zinciri vs faktörleriyle irdeleyip, tadına varmayı beceremem. Bir şeyler öğrenmek istercesine, ders notu muamelesi yaparım. Bazı kitap ve filmlerin yaptığı gibi, Julia Roberts'ın oyunculuğu da beni bu 'öğrencilik modu'ndan kurtarıp içine çekti. E zaten konu da yaş dönemim gereği olsa gerek, daha bir ilgimi çekmişti. Aslında yepyeni bir konu değil. Modern kadının kendini, evliliğini, nasıl yaşadığını/nasıl yaşamak istediğini, gemileri sarımsaklasa da mı yaksa, sarımsaklamasa da mı yaksa diye kafa patlattığı konular havalarda uçuşuyor zira.

İnsana, 'acaba hayatımızı bir karar, sorgulamadan, geldiği gibi ya da gelmesi gerektiği gibi mi yaşıyoruz da haberimiz yok, farkında mı değiliz?' dedirten bir film. Aslında gitmemek lazım böyle filmlere; çıkışta eşine şöyle bir ters ters bakası geliyor insanın :) Belki de aslında kendine. Yaşamayı istediğimiz şekilde mi, yoksa yaşanması gerektiği şekilde mi yaşıyoruz? Bunu anlamak için o kadar masrafa girip ta İtalya'ya gidip, spagettilerle şişmeye gerek yok; şöyle doğu'nun yemeklerine doğru mu uzansak? Meditasyon yapıp, içimize bakmak için, ta Hindistan'a gitmeye gerek yok; Mevlana'ya mı gark olsak? İyi de sevmek için nereye gitmeli? Offf zor iş bunlar... Ama doğru olan şu ki, hayat tatlı gitsin, ekşi gitsin, yine de arada bir yalnız kalabilmeyi, her şeye uzaktan ve kendi hayatımızın seyircisi olarak tepeden bakabilmeyi becerebilmek lazım. 'Yuvarlanıp gitmemek' lazım. Başkalarının hayatını yaşamamak lazım; bu eş de olabilir, çocuklar da. 'Bana ait şu var' diyebildiğimiz bir şeyler olmalı. Onun içindeyken taşıdığımız hiçbir rol orada olmamalı: annelik, babalık, evlat olmak, arkadaş olmak, işyerimizdeki rolümüz... 'Sadece ben' olmalı orada. Çok mu didaktik oldu? Vaktim yok, başka türlü yazmayı düşünecek, çünkü işim beni bekliyor, sonra da eve gideceğim, bir ara anneme uğrayacağım. Rollerim beni bekliyor.

6 yorum:

  1. hayatta yemem uzakdoğuda. zaten gitmem de :)) Julia Robertsı severim ama ağzından hoşlanmıyorum çok büyük :))

    YanıtlaSil
  2. Uzak demedim, doğu dedim.. kebap diyorumm..
    Julia Roberts'ın ağzına gelince, şahsen olay mahalline mesleki olarak bakınca, dişlerle rahat rahat çalışılabilecek genişlikte olmasının avantajını belirtmek isterim.

    YanıtlaSil
  3. bu ve benzerini işleyen ne çok kitap okudum diye düşündüm seni okurken...
    bu filmi severim ben,gitmeliyim, dedim...
    filmden çıkışta ters ters bakma ,işine güldüm:)
    uzakdoğu...gitmelisiniz(syrakusa'da not var burada):)))
    sevgiler....

    YanıtlaSil
  4. şu an ben de okuyorum kitabı :) bir an önce de filmine gitmeye çalışıcam :)

    YanıtlaSil
  5. Sevgili CherrybLossomgirL (ay ne zormuş yazmak, ama anlamı süper),
    Ben tembelliğime devam edip, kitabı okumaya geri dönmedim ama hâlâ başucumda duruyor :)

    Hoşgeldin :)

    YanıtlaSil
  6. :) çok hoş bir film eleştirisi yazısı olmuş.

    hafif filmdi ama neler de düşündürmüş size.
    :)

    hep kendini oynayanlar var. n.cage, k.reeves. hep aynı gülüş, bakış, duruş var onlarda. :)

    YanıtlaSil

hadi söyleyin bi şeyler :)