15 Ekim 2010 Cuma

BENİM BABAM TOYOTA GİBİ ADAM(DI) :)


Hiç aklımda yoktu böyle bir yazı yazmak, ama bir yazıdan çok etkilendim. Hem de çok... Bazılarınız beni anlayacaktır. Bugün, giden babaları anma günü mü olsun acaba...

Ben babamın bana ne çok şey öğrettiğini onu kaybettikten çok sonra idrak etmeye başladım. O hayattayken, sanki öğrettiklerini uygulamıyormuş gibiymişim. Halbuki ben onları, o gittikten sonra yapmaya başlamadım ki. O tekniği kuvvetli, bilgili ve elinden çok iş gelen bir adamdı. Bizim eve tamirci girmezdi hiç. Hatta evin ikinci kızı olarak, beni oğlan çocuğu gibi, hep yanında tutar, tamir ya da ürettiği marangozluk işlerinde çırak yapardı kendine. Bir gün de şikayet ettiğimi hatırlamam. En basitinden bir çivi çakmayı öğrenirken bile dört açardım gözlerimi. Minicik yazlığımızdaki yataklarımızı, gardroplarımızı, komodinlerimizi, baş ucu apliklerimizi, tuvalet aynamızı, yemek masamızı, kitaplığımızı, sehpalarımızı üretirken hep yanındaydım. Muhasebeciydi babam, ama hobileri öyle çoktu ki... Bir dönem fotoğrafçılığa ve 8 mm.lik filmlere kayıt yapmaya olan merakları sayesinde 60'larda doğmuş birçok çocuktan daha çok fotoğrafa ve film kaydına sahip kıldı bizi [benim kamerayı, kameranın da beni sevmesi bu yüzden olsa gerek :) severim ben çekilmeyi].

"Baba seni iyice izleyeyim de, ileride elinden iş gelmeyen biriyle evlenirsem, ben yaparım bu işleri" dediğimde basardı kahkahayı. Belki de sırf bu yüzden, bana da iş verirdi. Ben elimde tornavida, pense, çekiç, çivi, boya fırçaları ve üstüpü ile büyüdüm. Ahşap panjurlara az vernik sürmedim, az zımpara yapmadım. Elime bulaşan boyaları tinerle az temizlemedim. Ayrıca çok da bebek oynadım. Yani tam bir 'erkek Ayşe' olarak da büyümedim :)
Geçen sene eve raf ihtiyacımız olduğunda, 3-5 yer için matkap gerekiyordu. Babamın matkabı geldi aklıma. Gittim kaptım geldim, annemden onu. Biraz debelendikten sonra (vidaya uygun deliği açana kadar e biraz deldim duvarları tabii) rafları monte edip de, karşısına gururla geçtiğimde, babamın elinin sırtımı sıvazladığını hissettim. Lavabodaki çöp öğütücü, telefon kablosu ya da fiş tamirinde de köşeden bana göz kırpıyor (evinizde yapılacak iş varsa, 'tamir' yazın 1234'e yollayın)

Yaşı ilerleyip de taka tuka işlerinden elini çekince, başladı sürekli okumaya, yazmaya. Bekârken ablamla yattığımız oda onun çalışma odası oldu. Bizim ders kitaplarımızın yerini, onun felsefe kitapları doldurmaya başladı. Kalemi kağıdı eksik değildi. Artık bizim salonumuzda hatıra olarak duran daktilosunda yazar dururdu. Sonra, yazdıklarını kendi bastırmaya karar verdi; yaptı da. Eşe dosta dağıttı. Eş dostta görüp de ilgi duyanlar babamı arayıp, kitap ister oldular. Emekliliğini böyle verimli geçirdiğini duyan bir radyocu programına konuk etti onu. Kaydı bir kaset halinde verdiler; hâlâ arada dinlerim.

İlerleyen yıllarda baktı ki kızına aktardığı teknik işlere merak, kızında bilgisayar kullanma şeklinde dönüştü, o da bir laptop aldı kendine. Biraz bilgisayarcıdan, çokça benden aldığı bilgilerle yazılarını bilgisayarda yazmaya başladı, bir süre sonra. Yine bastırdı kitaplarını, yine dağıttı, yine istekler geldi. Ve artık gruplara konuşma yapması için davet edilir olmuştu.

Gidene dek yazdı. Son kez hastaneye giderken, sanki dönemeyeceğini biliyormuş gibi bilgisayarında hangi dosyada ne var, ne şekilde ayrılıp bastırılacak bilgilerini listeleyip de gitmiş meğer. Ellerini tuta tuta onu uğurlayıp da eve döndüğümüzde masasında bulduk listeyi. Ne yaptık? Tabii ki bastırdık ablamla birlikte.

Zaman zaman zorlandığımda, ona danışmayı, sarılmayı çok özlemenin dışında hüzünle anmıyorum ben babamı. Gökyüzünde pırpırlanmayan bir gök cismi görüyorum ara ara. Onun babam olduğunu düşünüyorum nedense ve onunla içimden konuşuyorum hâlâ (biraz sus be kızım diyor mudur acaba?)

Annemse yazık çok uğraştı benimle :) Nişanlandığım zaman bana yemek yapmayı öğretmeye çok çalıştı ama ben yemek yapmaya yanaşmazdım. Tamam der, o yemek yaparken lafa boğardım onu. Bir bakardı, her şeyi o yapmış. "Beni rezil edeceksin" derdi. Meğer bu endişe bende de varmış ki, laf ebeliği yaparken iyi izlemişim onu; hiç zorlanmadım yemek yaparken.

Ama şimdi annemden kalburabastı, aşure, şerbet, örgüde kol ve yaka kesmeyi öğrenmem lazım.. Allah gecinden versin, sağlıklı bir yaşlılık geçirsin diye dua ediyorum. Yeter ki nefesi olsun, ben asarım onun perdelerini... (anlayan anladı)

12 yorum:

  1. bir baba yazısından geldim,başka bir baba yazısına...
    nur içinde yatsın baban,müge...

    YanıtlaSil
  2. Sağolasın.. hepsi...

    Evet, bugün bizim eküri babalara geldi :)))
    (böyle yazmazsam havam değişemeyecekti valla)

    YanıtlaSil
  3. Hangi yaşta olursa olsun, babayı kaybettikten sonra yetim gibi hissediyor insan. Nasıl bir kudrettir o. Benim babam da çok okurdu, hep hatırladığım elinde kitapla, gözünden düşen gözlüğüyle uyuya kaldığı akşamlardır. Bir de ibadet ederken bolca hatırlarım. Nur içinde yatsınlar ..
    ve ne güzel demişsin annen için; nefesi olsun yeter. Sağlıklı, huzurlu bir yaşlılık geçirsinler inşaallah.

    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  4. Allah sevgili babanıza gani gani rahmet eylesin, sevgili annenize de sağlıklı uzun ömürler...

    YanıtlaSil
  5. Deli Anne,
    Güzel hatırlamaktan daha güzeli yok.. Sağolasın..

    Deliler Teknesi,
    Çok sağol sen de..

    YanıtlaSil
  6. Toprağı bol olsun babanın..Babaları en çok kızları sever. İlk erkekleridir. yerleri farklıdır.Annene de uzun ömürler dilerim. perdeler bahane..

    YanıtlaSil
  7. Syrakusa,
    ha şunu bileydin... sağol...

    YanıtlaSil
  8. Müge, biz kardeşiz sanırım:))
    Babam seninki kadar uzun yaşamdı sanırım. Emekli olamadı ama beni aynı senin gibi yetiştirdi, ve eminim yaşasaydı o da bizim odamızı okuma odası yapar yazı bile yazardı. Bana yaşasaydı ne yapabileceği hakkında çok ışık tuttun.
    En çok da torunuyla tanışmasını isterdim,
    sanırım devam edemiycem...

    YanıtlaSil
  9. Canımsın...
    **************
    neşelen diye: toprak olur, taş olurum. yolunda yoldaş olurum. istersen kardaş olurum. marak etme seeen, marak etme seen.. :ppp

    YanıtlaSil
  10. onu düşünmeme vesile oldun, belliki bu akşam rüyamda görücem, sağol,
    şefkatli arkadaşım,
    sevgiler

    YanıtlaSil
  11. İnşallah Sinemcimmm..
    Sarıldım!

    (Filmi henüz izleyemedim, bu akşam umarım)

    YanıtlaSil
  12. çok hoş bir yazı olmuş, nur içinde yatsın baban, annene uzun ömürler dilerim, sevgiler:))

    YanıtlaSil

hadi söyleyin bi şeyler :)