26 Ocak 2010 Salı

Roman Müsveddesi-1


NEVAY- 1


İntikamın son kullanma tarihi yoktu. Yirmi yıl sonra onu tekrar karşıma oturtabildiğimde, mimiklerime ve beden dilime yansıtmadığım bu düşüncemin zaferiyle dopdoluydum. Araya giren zaman, olaylar ve insanlar, bilinçaltımı kemirmiş olan bu arzumu asla törpülememişti. Hayatın kadın-erkek ilişkileri bağlamında herkes için aynı kısır döngüyle geçtiğini çözeli çok olmuştu. Karşımda oturan erkeğin buna henüz aymadığını fark ettiğimde, intikam operasyonuma 1–0 galip başladığımı anladım. İçimde çok da samimi olmayan bir merhamet duygusu da vardı. Kendime acımayı bırakabildiğim andan bu yana, bu erkek ve karısına acımaya başlamıştım; gazabımdan nasıl ve ne oranda kurtulabileceklerdi? Gözlerimin önünde, korku ve zaferin yaşam tarzı kabul edildiği “woodoo” müritlerininki gibi bir büyü ile öldürüyordum. İçimde özene bezene beslediğim büyüttüğüm, sabırla giydirdiğim ve hoşgörüden soyduğum öcümü gün yüzüne çıkarmanın zamanıydı artık. İntikam ancak sabır ve cesaretle örgütlendiğinde tadı çıkabilecek bir zaferdi. İntikam hırsımı şimdi artık cesaretimle taçlandırmam gerekiyordu ve yeterince enerjim vardı. Bunu ara ara kaybettiğimi ya da zayıfladığımı düşündüğüm güçsüz anlarımda, içimi tanımsız bir endişe sarardı. Enerjimi kaybetmek başlı başına bir hezimetken, kaybetme ihtimalinin korkusu ise taşınamaz bir eziklikti: korkudan korkmak. Yaşadığım kaosların içindeki dersi alabilmeyi becermemin tek getirisi, hıncımı yaşar kılmasıydı. Karanlıklarım ve korkularımla barıştığım oranda güçlü hissedebildiğimi fark ettikçe, aslında onlardan korkmamam gerektiğini gördüm. En kötü sonucu gerçekten göze alırsam, ruhumun da aynı oranda özgürleşeceğine inanmak istedim. Hesaplaşmamı tamamlamak adına ruhsal, duygusal veya maddi olarak çırılçıplak kalmaya da hazırdım. Bir akrep gibi, hiç nedensiz ya da gereksiz gibi görünse de aslında ölmemek için öldüren ve kendini gerçekleştiren olmaya baş koymuştum.
Yüreğimdeki kapanmayan yaranın ve düşmanlığın, vicdanıma yenik düşme olasılığını düşündükçe, bu erkeğe tükenmek bilmeyen aşkımın farkına varıyordum. Belki de aşk, kavuşulamadıkça tükenmiyordu. Kaçanın kovalandığı ilişkilerin akıbeti, kovalayanın hüsranıydı belki de. Genç kızlığımın toyluğuyla bağlandığım delikanlının, ayrılmaya neden olarak, sadece zorunlu coğrafi uzaklaşmayı sunmasına inanamadığım için, ayrıldığımızı kabul etmemiştim; ben onu beklerdim, ben ona mektuplar yazardım, ben onu ziyarete giderdim, ben onu arardım, ben onun için her şeyi yapardım. Bunları bilmiyor muydu? Anlatamamış mıydım? Yok canım, mümkün değil, biz ayrılmamıştık.
Oysa şimdi, savaş baltamı çoktan önüme koymuş ve barış çubuğunu ancak onu tekrar elde ettiğimde tüttüreceğime ant içmiştim. Hoşgörü ve sevecenliğimi yalnızca oğluma kullanmaya koşullanmış beyin-kalp-ruh üçgenim, vicdanımın ateşkes çığlıklarıyla dağılmamalıydı. Tek neferinin ben olduğum bu savaşı, bedeli ne olursa olsun kazanmaya bu kadar yaklaşmak, zaferimin yarısını elde etmiş gibi gururlandırıyordu beni. Görünmez bir hedef tahtasında çarmıha gerdiğim eski sevgilim ve karısının, oklarım, mermilerim ve toplarımla lime lime olmasına az kalmıştı. Af dilese, affeder miydim acaba? Bir düşüneyim… Ne düşünmesi? Neyin affı? Bana yaşatılan haksızlığı neden kendi ellerimle, yeni bir haksızlık biçemine dönüştürmeliyim ki? İntikamımı, işkence seanslarıyla bezememe ramak kalmıştı. İşte Ender yeniden karşımdaydı. Ona, beni, şu anda hâlâ karısı olan kadın için terk edişinin hesabını soracaktım, ama hemen değil. Önce yeniden güvenini kazanmam, bana yeniden ihtiyaç duyar hale getirmem ve onu bir kez daha çekip gitmeye cesaret edemez kılmam gerekiyordu. Her ne kadar, biliyor musun senden sonra iki sene kendime gelemedim, diyerek söze başlamak istediysem de, sabır tanrıçasına dönüşmüşlüğüme ihanet etmeyecektim. Ender’i şu an karşımda görebilmemin hikayesini anlatmalıyım önce, ki keyfim iyice yerine gelsin.

6 yorum:

  1. Müge bu hikayenin devamı olacak mı?

    YanıtlaSil
  2. Evet, olacak. Zaten şu haliyle havada kaldı. Yarım bırakırsam, deodorant sıkarlar yüzüme mazallah :)

    YanıtlaSil
  3. Deodorat deyince çağrışım yaptı.

    Gülsuyu olmasın :)))

    Sevgiler.

    YanıtlaSil

hadi söyleyin bi şeyler :)