9 Ocak 2010 Cumartesi

Facebook out, Blog in...


Blog açmanın bu kadar hoş olacağını bilseydim, daha önce açardım. Blog'uma kayıtlı ya da değil, tanıdığım tanımadığım güzel insanlarla yeniden ya da ilk kez iletişime geçmeme fırsat tanıması, hiç beklediğim bir sonuç değildi; bilemezdim. Yıllardır tanıdığım ve sevdiğim arkadaşlarımla farklı bir paylaşım boyutunu yakalamanın sevinci doldu içime. Daha önce buluşmadığımız noktalarda buluşmanın keşif mutluluğu içindeyim. Meğer aynı tatlardan zevk alan ama bundan haberdar olmayan/olmaya fırsat oluşmayan yıllar geçirmişiz. Olsun... O yılları telâfi ediyoruz hızla.

Ağızdan ağıza/mail'den mail'e ulaşan haberlerle oluşan kıvılcım, güzel ve samimi paylaşımların ateşini yaktı. Benzer ilgilere ve farkındalıklara sahip ruhların sanalda ya da gerçekte sarılmalarına vesile oldu. Belki asla yüz yüze gelemeyeceğim insanların kalp seslerini, ruh titreşimlerini hissetmemi sağladı. İçlerini satırlara dökme tutkunu olan ama görücüye çıkmaya "henüz" cesaret bulamayan duyarlı iç sesler için de bir ışık olmasını diliyorum bu blog'un. Biliyorum ki, önce çağlanıyor, sonra yazılıyor, en son aşama paylaşım. En güzel döngülerden biri de budur, diye gelmedim mi buraya?

İster sadece okuyan, ister kaydolup da okuyan ama çoğunlukla da bir şekilde bana geri dönen herkese teşekkür ederim. Ve zincirleme reaksiyonlarla ulaştığım bloglardan da çok büyük keyif almaktayım. Onların sahiplerine de ürettiklerinden ötürü kocaman bir tebrik!

(Oscar almış bir vatandaş konuşması gibi oldu.)

3 yorum:

  1. konu üzerine ahkâm kesmeye mezun olmamakla birlikte, blog ortamının, yazının ön plânda olduğu yegâne ortam olduğunu düşünüyor ve bu nedenle de 'in' olmamasını arzuluyorum, zîra bir müddet sonra bütün 'in'ler aut oluyor.

    ama da yazıdaki içten duyguları tümüyle paylaşıyorum. "oscar zararsız, gelir, geçer. nobel almayın yeter," diyerek de tebriklerimi ifade ediyorum. eyv..

    YanıtlaSil
  2. "Out" olacak korkusuyla, "in"lerin tadını çıkaramayacak mıyız? Değişimlere dirayetle ayak uydurmak, uydurmaya çaba harcamak, "in-out" grafiğini ve trafiğini döver zaten, bence.. Yazmanın ve okumanın tadı, hangi mecrada olursa olsun her daim "in" kalacaktır. Sahne değişse de, bu oyunun önermesi belli.

    "Altın Blog" yarışması mı düzenlesek ne? :)

    YanıtlaSil
  3. Doğrusu ya facebook benim açımdan müthiş bir iş yaptı: 25 yıldır hiç görmediğim arkadaşlarımı tekrar buldum, çok sevindim. Benim gibi yaşamının büyük kısmını ülke değiştirerek yaşayanlara büyük sürprizler hazırlıyor facebook. İnternet sayesinde Türkiye'ye çok yakınlaşıyorum. Bloglar sayesinde de bir çok şey öğreniyorum. Galiba benim için hepsi "in".

    YanıtlaSil

hadi söyleyin bi şeyler :)