10 Aralık 2011 Cumartesi

ORTAK TARİHİMİZ DURDU

Geçen sene bu zamanlarda "gidiyor..." diye içim yana yakıla, son basamak tedavisine yolladığımız arkadaşımdan bahsetmiştim hani...
A.B.D.'de kanserde yeni bir tedavi yöntemi olan "Proton" tedavisinden medet umuyorduk. Buradaki doktorların, 'yapacak bir şeyimiz kalmadı' diyen, bu son model tedaviyi bilmeyen hallerine kızıp durmuştuk. Amerikalı doktorlar ise, inceledikleri MR ve bilumum tahlillerinin sonunda, büyük bir umut ışığı yakmışlardı. Gittiler sonra eşiyle birlikte.. Skype'dan konuşuyorduk. Kaldıkları daireyi, penceresinden sokağı bize gösteriyorlardı. Genel durum da çok iyiydi.
Biz kendi halimizden utandık hep. Niye mi? 14 yıllık tedavi süresince, biz yıkıldık, onlar yıkılmadı. Yanlarına giderken, ağzımızı burnumuzu nasıl toparlayıp da üzgün göstermeyeceğiz kendimizi diye dert ederken, onların yüzündeki sevecenliği, mutluluğu ve direnci görünce utandık hep. Biz onlara destek olacağımıza, onlar bize oldular. Onlar hem kendilerini, hem bizi iyi ettiler hep. Hayata ve umuda asılmanın en güzel ve saygı duyulası örneği oldular. Ondan da güzeli, karı-koca birbirlerine duydukları sevginin gücünü öğrettiler hepimize. "Nasılsınız" demek için aramalarımızdan hiç sıkılmadılar, bunalmadılar. Yaşadıkları her anın değerini bilmenin önemini yansıttılar hep (unutmayız inşallah).
A.B.D.'den döndükten sonra da genelde her şey yolundaydı. Bilimin gücüne bir kez daha inandık ve bunun ülkemizde uygulanamamasına yandık. Sigortası ya da gücü olmayıp da bu tedaviden faydalanamayanlara üzüldük.
Yazın başlayan halsizlikleri ve diğer sorunları gittikçe arttı. Bizi öyle bir ayakta tutmuşlar ki, tedavinin yan etkisi diye düşündük hep. Ona bir şey olmazdı. 14 yılı geçirmiş bir dirayet ve umut timsali adam ve onun muhteşem desteği kadın, bunu da aşardı. "Yapılacak bir şey kalmadı" denemeyecek, yakışmayacak, hak etmeyen biriydi o.
Biz onunla ilkokulda her teneffüste mor menekşe oynardık. Koridorlarda deli gibi bahçeye doğru koşardık bir alay çocuk. O şeker oğlanı da, sonradan eşi olacak o güzel kızı da ayrı ayrı tanırdık. Sonra onlar da birbiriyle tanıştı arkadaş gruplarımız sayesinde. Aşık oldular. Liseyi, üniversiteyi, ihtisası birlikte bitirdiler. Şansın güzeli şu ki, ikisiyle de aynı fakültede okudum ve ihtisas yaptım ben de. Aynı yıllarda evlendik, çocuklarımız oldu, birlikte büyüttük. Birlikte yatılı, yatısız bir sürü tatile gittik. Her birimizin eşleri de, çocuklarımız da çok ama çok sevdiler onları da, onların o güzel çocuğunu da.
'Sağlam' insan demenin anlamını en çok hak eden, en güzel taşıyan ve yaşatan insandı o. Bir insan aynı zamanda hem güvenilir, hem sevgi dolu, hem saygın, hem matrak, hem donanımlı, hem başarılı, hem zeki, hem sımsıcacık, hem öğretici, hem öğrenmeye açık, hem iyi evlat, hem iyi eş, hem iyi baba, hem iyi arkadaş..... olabilir mi? İşte "O" olmuştu.
7 Aralık akşamı hastaneye, yanına giderken, kendini göremesem bile o pamuk elini görmek istedim en son. Gidiyor diye yanına kimsenin sokulamadığı oda kapısı bir ara açıldığında ilk gördüğüm eliydi. Bekledikçe sel olduk aktık. Sonra hepimize veda şansı doğdu ve yanına kısa süreler için girdik. Her anını ona adamış hayat arkadaşı kadın, evladını gözünün önünde kaybeden anne-baba artık teslim olmuşlardı, kaçınılmaz sona. İsyan ile kabullenmenin arasında gidip gelen kalbimiz ve beynimiz ne yapacağını bilmiyordu, ağlamaktan başka.

Dün yatırdılar onu toprağın kucağına. Bıraktık onu orada, ama sadece bedenini. Yorulan bedeni en sevdiği yerde, en sevdiği denize doğru yattı artık. O zaten huzur ve nur içinde yatacak, ruhu zaten şâd olacak. Başka türlüsü imkansız ki zaten...
Ve sen onun birtaneciği karısı, canım arkadaşım... Sana ne kadar saygı duysam, seni ne kadar sevsem az... Bu satırları okumanı istiyor muyum emin değilim. Okuyup da içini deşmek istemiyorum. O yüzden yazdığımı söylemeyeceğim sana. Ama henüz sana söyleyemediğim şeyleri bilmeni isterdim; biraz zaman geçsin söyleyeceğim zaten. Sen hepimize örnek, hepimize ders, hepimizde abide olmuş bir insansın. Acını yok etmemiz imkansız. Ama merhem olmak için elimizden geleni yapacağımızı bilirsin. Kim bilir belki de, o müthiş maneviyatınla gene sen merhem olursun bize...

22 yorum:

  1. Başınız sağolsun müge ablacım, çok duygulandım okurken .. Mekanı cennet olsun inşallah ...

    YanıtlaSil
  2. nur içinde yatsın,başınız sağolsun.

    YanıtlaSil
  3. Başınız sağ olsun, huzur içinde uyusun. Hepinize sonsuz sabırlar diliyorum

    YanıtlaSil
  4. Sana mesaj gönderecektim Müge'cim, öğrenmiş oldum acını. Bu anlar insan hayatında sözün cümlenin tükendiği anlar. Sabırlar dilerim. Ne mutlu ona ki, ardında çok güzel izler bırakmış. Mekanı cennet olsun ...

    YanıtlaSil
  5. Çok dokundu bu kayıp bana. Gerçek dost kaybı kardeş kaybı gibidir. Nasıl da güzel nasıl da duygulu yazmış, bu değerli kaybı değerince anlatabilmişsin. Ben de böyle anılmak isterim doğrusu. Tabii böyle anılmayı hakedebilmek de.
    Başın sağolsun Müge' cim. Sana sabırlar diliyorum.

    YanıtlaSil
  6. İçimi yaktın Mügecim ve bir insanın hastalığının kaprislerinin olamayacağını anlattın. Ruhu şadolsun, nur içinde huzurla yatsın. Allah geride kalanlara sabır, çok sabır versin. Aradan geçen bunca zamana alışılmış denir ya asla!!! asla alışılmıyor.
    NUR

    YanıtlaSil
  7. Muge....
    Bundan kısa sure once
    mart ayında
    arkadasımı o ıllet hastalıktan kaybettım
    tam 4 sene cok cıddı mucadele verdı
    cok cabaladı
    cok ozel hayat dolu bı ınsandı
    aynı arkadasın gıbı..

    ve gerıye kalan gercekten agır bı acı
    sabır dılıyorum sana
    ınan senı cok ıyı anlıyorum

    YanıtlaSil
  8. Müge ablacım başın sagolsun...allah kalanlara sabır versin..
    bu arada aynı fakülteden deyince aklıma biri geldi...sormaya korkuyorum annemin de doktoruydu ve benim de kısa bir süre...
    of be hayat!!

    YanıtlaSil
  9. Canım ya, "ne söylesek bir eksik" derler ya, tam böyle zamanlar içindir. Huzurla uyusun ne diyeyim, sabırlar diliyorum...

    YanıtlaSil
  10. Allah rahmet eylesin, başınız sağolsun. Sabır diliyorum.

    YanıtlaSil
  11. Bu bir yok oluş değil ki, yepyeni bir buluşmaya erken gitti sadece o. Erken gidenler, sevdikleri için daha iyi yerleri tutmaya gittiler.. ben artık böyle düşünüyorum ve ağlamak istemiyorum. Onları, en sevdikleri şarkılarda uğurluyorum.

    Sana sımsıkı sarılıyorum Mügeciğim...

    YanıtlaSil
  12. ne denir ki ??
    çok acı...

    YanıtlaSil
  13. Hepinize çok teşekkür ederim.. Sağolun varolun.....

    YanıtlaSil
  14. ah be müge dönmüş derken bir de baktım hüzünle dönmüş, sabır be müge, sabır.

    YanıtlaSil
  15. www.granieguler.blogspot.co13 Aralık 2011 21:41

    u durumda başsağlığı dilemekten başka birşey yapamıyoruz.
    Acını candan paylaşıyorum. Nurlar içinde olsun...

    YanıtlaSil
  16. Nur içinde yat , Cenk .
    Huzur içinde uyu ...

    YanıtlaSil
  17. Müge, çok üzgünüm. Bol sabırlar diliyorum siz sevdiklerine, dostlarına ve ailesine. Çok enteresan zamanlarda seni okumak geçiyor içimden ve o zamanlarda hep kesiştiğimiz bir yazını okuyorum. Bu son tatsız hikayende olduğu gibi. Biz de bir mücadele içindeyiz, şoktayız iki aydır. O çok sevdiğim, canım, herşeyim, meleğim, beni bugünlerime getiren için... O kadar üzgünüm ki, ama yazın inanmanın ne kadar büyük bir motivasyon olduğunu bir kere daha gösterdi bana. Tekrar sabırlar dilerim. Sevgiler...

    YanıtlaSil
  18. Gökşen'cim... Öncelikle çok sağolasın...
    Mücadelenin, 'inanmak' üzerinden nasıl da beslendiğini tam da zamanında okumuş olmana çok sevindim!! Bu bir işaret olsun, iyiye işaret!! Allah sana, belki de benim üzerimden bir ışık yolladı!!
    Bu süreci yaşayan, yaşamayan herkese örnek bir yaşam dersi bu.. Bilmediğimiz bir şey değildi belki ama, canlı canlı yaşamak bunu farklı kıldı sanırım. Size de çok kolay gelsin, innnnşallahhh bu sınavı da en kısa sürede atlatırsınız.
    Sevgiyle kucaklıyorum seni de, meleğini de ...

    YanıtlaSil
  19. Aslında hayatımızda ne çok işaret var ve biz farkında değiliz. Hikayelerin ışıkları gözümüzü açıyor Müge'cim ve bu zorlu zamanımızda bunu farkedebilen azınlıkta olduğum için şanslı sayıyorum kendimi... Teselli değil bu. Sen anlıyorsun beni, anlarsın ;) O yüzden biz karşılaştık, bir nedeni var. Syrakusa'nın eğlenceli oyununun bir parçası olmamızın bir nedeni var. Ben artık bu işaretleri farkedebiliyorum... İyi dileklerin için çok teşekkür ediyorum.. Kucak dolusu sevgiler...

    YanıtlaSil
  20. Gökşen'cim, anlıyorum tabii ki... Ben her zaman fark edememiş olabileceğimi düşünmekle birlikte, o işaretleri sanki biri kulağıma o an fısıldıyor gibi olurum bazen. Ve çok iyi gelir bana...

    Sende bu bakış açısı ve yürek oldukça, sınavların sonunda güzelliklerle kucaklaşacağına inanıyorum.. sana da kocaman sevgiler benden..

    YanıtlaSil
  21. ...başınız sağolsun mügeciğim...
    sabır diliyorum!

    YanıtlaSil

hadi söyleyin bi şeyler :)