1 Mayıs 2011 Pazar

FRENK YOLCUSU KALMASIIINNN



Eveet bir başka 'Frenk' macerasıyla huzurlarınızdayım. Ha bu defaki diğeri gibi günbegün ayrıntılarla donatılamayacak. Hatta belki her gün yazmaya değer bir haber de bulamayacağım, ama varolanları da yazmadan edemeyeceğim galiba. Çünkü olay benim uzağımda gelişiyor olacak ve ben gün sonunda "bugün de şunlar oldu" diyemeyeceğim.


Öğrenci değişim programı çerçevesinde Kasım ayında birinci ayağını Türkiye sınırları içinde hep birlikte yaşadığımız bu olayın şu anki cephesi Fransa. Bize on günlüğüne gelerek hayatımızda güzel anılar bırakan frenkimiz, bu defa da bizim evin kız ergenini ağırlıyor.

Dün sabah itibariyle evladımızı, aynı ekibin diğer on evladıyla birlikte önce İstanbul'a, oradan da Fransa'ya yolcu ettik. Bir akşam öncesinde bizim ve frenklerin hafiften şaşkın hocaları kafamızı allak bullak etmiş oldukları için, uykumuzu pek de alamadan, saatler daha 6.00'yı bile göstermeden uyandık. Biletlerinde yazan St. Etienne iniş noktasını bilette görmekte zorlanan bizim hoca, telefon ederek "biz nereye iniyoruz?" diyerek bize ilk şaşkınlığı yaşattı. Günler öncesinden alınmış olan biletlerde bu aççık ve de seççik olarak görülmesine rağmen bunun sorulmuş olmasını, hocamızın emanet evlatlarla uzak diyarlara gitmenin verdiği sorumluluk korkusu diye yorumladık. E tabii haliyle, acaba biz yanlış mı biliyoruz, diyerek bilete saldırdık. Kapı gibi 'St. Etienne' yazıyordu.
İkinci telefon konuşması ise, "Fransız hocalar, orada bir havaalanı olmadığını söylüyor" girizgâhıyla başladı. "Neee?? Çocuklar Atlantis'e mi gidiyor?? Ya da Fransa Şeytan Üçgeni de mi var??" denilesi bir telaşa kapılıp, bu defa da internete ve havayolu şirketinin telefonlarına saldırı düzenledik. İnternetteki bazı bilgilerin uzuuun süredir güncellenmediğini görünce, bu alanın tedavülden kaldırılmış olma ihtimali kafamızı bulandırınca, ertesi akşam evde olmayacağını düşündüğümüz kızımızın hediye olarak aldığı lokumları yemeye mi başlasak acaba, diye pis pis sırıttık. Muhtelif telefon numaralarını deneyerek, oh be sonunda ulaştığımız havayolu şirketindeki fedakar görevli kardeşimiz, "siz kafayı mı yediniz karrrdeşim, antika para mı bu tedavülden kalksın? Dibindeki havaalanlarından bîhaber frenk hocalarla ne işiniz var? Bindirin yarın o çocukları teyyareye de, gidip biraz muassır medeniyet görsünler. O hocalar çocuklarınızı karşılayamasa bile, iki tur atıp gelirler işte" dercesine içimize sular serpti.
Üçüncü telefon konuşmasında da kendi hocamıza, "hocacığımız, içiniz müsterih olsun" minvalinde kısa kestik Aydın havası yapıp, lokumları valize geri koyduk. Bakmayın ben gerçekten de tümünü kısa kestim, ama bu noktaya ulaşana kadar bir iki saat falan taş olduk. Aynı sırada da kızımız, Facebook'tan, Frenkistan'daki frenk elmalarıyla chat'leşiyordu. Hem bizim Türk bıdıklar, hem de frenk bıdıklar, gözleri kan çanağı halde "biz nasıl kavuşacağız" diye ağlaşmaktaydılar :)))

Son tahlilde gerek Türk, gerek frenk olsun, hocalarımızdaki anksiyetenin dışavurumsal izdüşümleriyle hanidir baş ettikten sonra, yaklaşık iki aydır devam eden bu hazırlık safhasından hakkaten yorulup, "ayyy gidin artık yaaa" denesi bir hale geldik :p



(Uzun uzun yazıp hem sizi sıkmak istemiyorum, hem de geçen defaki gibi bizzat olay mahallinde olmadığımdan, dolu dolu gündelik hikayelerle dönemeyeceğim için, konuları kırpıp kırpıp yazacağım. Devir idareli kullanma devri, savaş gördük biz kızııımm)

14 yorum:

  1. öğrenci değişim programlarını çok faydalı buluyorum. böyle bir şeye aracı olmanız çok hoş doğrusu.

    YanıtlaSil
  2. Ay ay ne helecanlı bir gönderiş olmuş bu yav, neyse ulaştılar değil mi? Dedikodu kanallarını açık tut bacıcım ki biz burada meraktan heder olmayalım. Ne duyduysan aktarmanı bekliyoruz. Frenk'e selam maceraya devam:))

    YanıtlaSil
  3. Müge'cim; sana bahar bayramını kutlamak için uğrdım..güzel bir yazıyla dönüşüne sevindim,ha bir de sana teşekkür yazım var bloğuma uğrarsan..:))

    YanıtlaSil
  4. bekliyorum maceranın devamını:)

    YanıtlaSil
  5. bu maceranın devamını beklemekteyim madam;)

    YanıtlaSil
  6. Sevgili spiderweb, bence de çok faydalı. Her 2 kültürün çocuğuna da, ailelerine de mutlaka bir şeyler öğretiyor her anlamda.

    Hoşgeldinnnn!!!

    YanıtlaSil
  7. Leylak bacıcım, bizim kızın aktarabildiği kadarıyla hikayeleri sizinle paylaşacağım kesin. yeter ki bizim ergen 3-5 cümle ile bana geri dönsün.. çünkü programları çok yoğun olacak ve akşamları gündelik rapor verecek hali kalır mı bilmem..

    YanıtlaSil
  8. Crazycim hoşgeldin.. tamam uğrayacağım sana.. çok teşekür ederim :)

    YanıtlaSil
  9. Cepaynacım ve Meyracım, maceranın devamını ben de merak ediyorum.. bakalım neler olacak.. haber kaynağım beni besleyebilirse, hep birlikte göreceğiz devamını :))

    YanıtlaSil
  10. Allah kavuştursun Müge :) Maceralı bir başlangıç olmuş :)) Frek elması buradayken uzun uzun yazmıştın, şimdi sanırım kısa yazılarla takip edeceğiz "evdeki kız ergenin Frenk macerasını" :))

    YanıtlaSil
  11. Hah şimdi oldu.
    Öncelikle Allah kavuştursun.
    Bu karşılılı değişim aileler iyi olduktan sonra şahane bence.
    Darısı başımıza.
    Güle güle kavuş yavruna Müge'cim:)

    YanıtlaSil
  12. Ogrenci degisimi olayi burada da cok populer. Hatta tanidigimiz bir Amerika'li aile kendi cocuklari baska kulturleri ogrensin diye araliksiz degisik ulkelerden gencler misafir ediyorlar.
    Kizin insallah yeni aile ile rahat eder. Allah kavustursun

    YanıtlaSil
  13. Didemcim hem büyüklere, hem küçüklere faydası olan bir deneyim açıkçası.. Çok teşekkür ederim! :)

    YanıtlaSil

hadi söyleyin bi şeyler :)