Yeni yıl dilekleri, yeni yılda yapılacakların planları,
geçen yılın muhasebeleri, artılar, eksiler vs… Genelde yazılı ve sosyal medya
yoluyla artık daha fazla tanık olduğumuz bu listelemelere alıştık. “Geçen yıl
şunu şöyle yaptım ve iyi olmadı. O zaman yeni yılda böyle yapayım,” tarzı
kendine söz vermeler, pişmanlıklar ya da dersini almalar silsilesi… Hayat
ticari bir müessese mi ki, yılsonu hesap dökümleri ve yeni yıla dair hedef
planları yapılsın? Oldu olacak bir de eldeki malların depodaki sayımını
yapalım. Bir kâr zarar hesaplarının yapılmadığı ve Excell’de bilânço çizelgelerinin
hazırlanmadığı kalıyor. Dergiler deseniz, aynen “yaz öncesi fit olma tüyoları” hakkındaki temcitlerini, bu konuda da yapmaktan asla geri durmuyorlar. Valla
bunlar artık saçma geliyor bana.
Niye? Çünkü sıradan bir gün
değişiminin yeni bir yıla dönüşüyor olmasıyla, bana yepyeni bir boyut açacağına
inanmıyorum. O mantıkla bakınca her gün yeni bir yıla girmek gibi benim için.
Geride bıraktığım gün ve önümdeki gün ile yeni yıla girmek arasında fark yok
benim için. Mutluluğuyla, hüznüyle, öfkesi ya da sevinciyle, bana bir şey
öğretiyorsa, yıl değişiminde tüm hesapları sıkıştırmanın âlemi yok. Galiba bana
her gün yılbaşı... Ya da günbaşı... Ay’ı bu işe karıştırmayalım lütfen :)
31 Aralık’tan 1 Ocak’a geçiş ile ne kafa yapım ne de
karakterim bir anda değişim gösterecektir. Bu değişimi yeni bir yıla girerken
yapmaya konuşlanmak, koskoca yılı atıl bırakmak gibi geliyor. Ha tabii ki,
yapılan hatalardan bir çıkarım yapmak gerekir ama o hatayı geçmiş yılın sırtına
yüklemenin de gereği yok. Temiz bir sayfa açmanın, güzellikleri tekrara
odaklanmanın/ kötüleri kenara koymanın tek yolu yeni bir yıla giriş olamaz ki.
Yıllar geçer gider ama her günün nasıl geçtiğine bakarak, yılları geçirmek daha
kazançlı değil mi? Her gece yattığınız yerde alacağınız bir Z raporu sizi
yormasın, hadi olmadı haftalık olarak geriye dönüp bir bakmak. Her şeyin
sonucunu bir günde ya da bir haftada da alamayız, onları zamana yayalım. Bu
yüzden bir kontrol delisi olun da demiyorum. Yeni bir yıla girerken, eski yılın
bal kabağı arabasından bir gecede kurtulma beklentileriyle donanmak, fazla
masalperest bir yaklaşım.
Yine de şöyle düşünülmesine itirazım yok: “Bu yıl şunlarla
çok mutlu oldum ya da şunlardan dolayı üzüldüm.” Sadece, yaşanmış olanı anmak
yani… O tek geceye bu kadar anlam bombardımanı ve sanki sihirli bir değnekle o
gece her şey değişecekmiş gibi bir de vur patlasın çal oynasın yapılması da
cabası… Eskiden severdik o ayrı.
Geçtiğimiz yıl içinde kişisel ve ailesel anlamda çok güzel
şeyler yaşadım. Bunları yaşarken yenileri de eklensin diye umudumu ve
hedeflerimi daha o zaman yeşertmeye başladım. Üzüldüğüm şeylere, elimden
geliyorsa anında müdahale ettim; gelemiyorsa ve öğrenmem gereken bir şey varsa
onu kulağıma küpe ettim ve kendi haline bıraktım. Elden gelmeyen şeyler için
şikâyet etmeyi de bıraktım hanidir. Şikâyet etmenin ve olumsuzlukları, kafanın
içinde dahi olsa, hatırlamanın enerji tüketen didiklemesinden kurtulmaya
çalıştım. Bunların hiçbirini yeni bir yıla ait “yapılacaklar listeme” yazmadım.
Değerleri sığ, çapları dar ve fikirleri sıradan insanların, değer
bilmezliklerine takılmayı da bıraktım son yıllarda. Bunu bana öğretenlerin
kendilerini sildim, öğrettiklerinin altını çizdim. Ömrü yıl be yıl düşünerek
yaşamayı değil, anbean düşünerek, kasmadan ama kimseye de yedirmeden yaşamaya
çalışıyorum.
Her şeye rağmen umuda olan ihtiyacımız kaçınılmaz. Umutları
gerçekçi isteklerle doğurmak, beslemek ve büyütmek, yaşama asılma gücünü
kaybetmemiş her insana gerekli. Umudunu kaybetmiş olmaktansa, ille de “yeni
yıla hedefli umutlar”la güç bulacaksanız, sizden kıymetli mi, yapın bilânçoları
gitsin. Ben de kim oluyorum… Tek dileğim sadece yeni yılda değil, her daim
beden ve ruh sağlığı, mutluluk ve huzur eksik olmasın hayatımızdan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
hadi söyleyin bi şeyler :)